13 Ağustos 2018 Pazartesi

FANTASTİK RUHSAL BOZUKLUKLAR NELERDİR KİMLERDE BULUNURLAR



Bizim Güzel ve Yalnız Ruhumuz

Ruh sağlığı, akıl sağlığı, beden sağlığı kadar önemlidir  ve hatta çoğu zaman beden sağlığı üzerinde büyük ölçüde etkiye sahiptir. En ufak bir sırt tutulmasından ölümcül kanserlere kadar, ruhsal bozuklukların oluşumlarında birincil derecede rol oynadığı pek çok bedensel hastalık olduğu bilimsel olarak kanıtlanmış durumda.  Dünya genelinde konunun ciddiyeti  on yıllardır bilinmekte ve ruhsal bozukluklara karşı hem bireysel hem kitlesel bazda önlemler alınmakta. Ancak ülkemizde hala böyle bir farkındalıktan söz edemiyoruz maalesef.  Psikiyatr / psikoloğa gitmenin “Duydun mu Ali/ Ayşe tahtaları kırmış, ampülleri yakmış, kafa vuçiçi olmuş! Hihihii..” yaftası ile karşılanması,  bir çok ruhsal bozukluğun temelinin yorgunluğa ya da uykusuzluğa bağlanması,  bedensel rahatsızlıklar kadar önemsenmemesi, kişinin kendisine atfettiği “güçlü olma” özelliği ile psikiyatra/ psikoloğa gitmeyi kendisine yedirememesi gibi etkenler nedeniyle bir çok kişi bir çok ruhsal bozukluk altında şu an siz bu yazıyı okurken bile ezilmekte. Bu, işin ciddi ve üzücü kısmı.

Yerel Derdoluk

Bir de konunun ciddiyetini yerle bir eden yerel  yaklaşımlar söz konusu. Ruhsal sıkıntıdan kendisini öldürme noktasına gelmiş kişiye ballı sütle müdahale, bitkisel kürlere boğma, sırtında bardak çekme, alnına sülük yapıştırma, yaşam koçlarının saçma uygulamaları ile bin bir çeşit şarlatanlığa maruz bırakma, internetten okunan yarım yamalak bilgiyle kendine ya da bir başkasına teşhis koyma, hocalara götürüp muska yedirme / hafız yalatma/ seccade emdirme…  Ülkemizde maalesef hala şöyle düşünen pek yok: YA ben dişim ağrıdığında dişçiye gidiyorum, değil mi? Ruhum ağrıdığında neden psikiyatra/ psikoloğa gitmiyorum? Herkesin de cevabı pek hazır maşallah: YA BENİ BENDEN İYİ Mİ BİLECEK ELİN ENTELİ? İKİ KAFA SALLAYIP MİLYONLARI CUKKALIYCAK! YOKYEAA! VAR MI BENDE O GÖZ? (Annesini dövüp kendi bileklerini üç yerinden kesti)

İlgi ve Sevgiye Açlığın Son Noktası: Götten Ruh Hastalığı Uydurmak

Bu saydıklarım yeterince üzücü değilmiş gibi bir de ruhsal bozukluklar hakkında yeterli bilgiye sahip olmadan, sahip olmadığı ruhsal bozukluklar üzerinden prim yapmaya, içine düştükleri kimi kötü durumlardan uyduruk ruhsal bozukluklarla sıyrılmaya, sahip olmadığı karizmayı yine sahip olmadığı ruhsal bozukluklarla oluşturmaya çalışan bir güruh var. Bu güruh, beni en çok üzen kısım. Gerçek bir depresyon hastası görmeden sürekli “AY çok fena depresyondayım kanka iki gündür saçımı bile yıkamadım” diye gezenler, iki gün üst üste aylardır uğramadığı spor salonuna gitti diye kendini manik evrede sananlar, üç tane bira içip sokak köpekleriyle dans etti diye “üff yine şizofrenim azdı” diye saçmalayanlar… Tüm bunları çok MATAHmış gibi, çok güzel, olumlu şeylermiş gibi yaşayan bu insanları sadece bir saatliğine bir ruh ve sinir hastalıkları kliniğine götürüp gerçekten bu hastalıklardan çeken insanların yaşadıklarını görmelerini isterdim. Manideyken kendi çocuğuna zarar verenleri, depresyondayken 6 ay yataktan çıkamayıp su bile içmeyi reddedenleri, psikoz atağı geçirip sürekli kendisini öldürmesini emreden ürkütücü sesler duyanları bir saatliğine görüp yaşadıkları hayata yerlere yatıp ağlayarak şükretmelerini isterdim.
Bu yazıda bu tip insanların geliştirdikleri uydurma ruhsal bozuklukları inceleyeceğiz. Gerçekten her hangi bir ruhsal/ duygusal bozukluktan muzdarip olan herkesi tenzih ederek ve özür dileyerek ilk tipimizle başlayalım:

Çok Üşengecim  ve Hala Yaşımın Gerektirdiği Yeterli Olgunluğa Ulaşamadım Depresyonu :

Bu depresyon türü günlük rutinlerini yerine getirmeye üşenen, sorumluluk almaktan hoşlanmayan ve aldığı sorumlulukları kesinlikle yerine getirmeyen insanların ortak hastalığıdır. Sabah işe gitmeden yatağını toplamaya üşenen ama iş çıkışı bir yere eğlenmeye gidilecekse 20 km ötedeki kuaföre gidip saçı başı yaptırmaya güç bulabilen bu kişiler, neden çocuğunuzun doğum gününe gelmedikleri sorulduğunda “Üff canım istemedi, üşendim, ayrıca da fak yu” diyemedikleri için, “ÇK KTÜ DPRSYNDYM YHA” demeyi seçerler.  Yanı sıra ilgiye açtırlar. Üşengeç, miskin, sorumluluktan kaçan biri ne kadar ilgi duyulmayacak biri ise, depresyondaki kişi o kadar ilgi gösterilecek biridir.  Bu ilgi ikili ilişkiler anlamında da sömürülür.  Gidip sevgilisini aldatan kişi, “BEN DEPRESYONDAN NE YAPTIĞIMI BİLİYOR MUYDUM YAHU?” diyecek kadar alçalabilir. Karşı taraf “Gel o zaman bi psikoloğa gidelim aşkm” derse iş kötü L

Zıvanadan Çıkmanın En Saygın Yolunu Buldum Bipolar Bozukluğu:

Hem kadın hem erkekte sıklıkla karşılaşılsa da erkeklerde daha sık rastlanan bir bozukluktur.  Kişi nedense, bipolar bozukluğun hep mani evresinde yaşar. Kafasına göre içer, sıçar, gezer, tozar, eve geldiğinde de kimse ona hesap sormasın ister. Ya da biriyle yakınlaşır, işler ciddiye gitmeye başlar, kişi bunu istememektedir, daha takılacağı çok kız vardır. Kimseyi kırmadan işin içinden çıkmanın en güzel yolu iki dudağının arasındadır: “Kızım bipolarım ben, bağlanamam kimseye. Üzerim seni”  Evet, çoğunlukla ilişkiler bazında kullanılan bu yöntem aslında argo anlamıyla tam bir “şrfsz piç kurusu” olmanın önüne geçen birincil önlemdir. Kimse kişinin yüzüne “Sen şrfzs bir piç kurususun” diyemez. Çünkü o BİPOLARDIR.  Yazıktır ona.  Kişinin önünde kuduz gibi eğlenip, her türlü boku yiyip kimseye hesap vermeyeceği o güzel günler serilmiştir çoktan. Herkesin hayatında “Yha benim eski sevgilim bipolardı biliyo musun?” türünden prim yaptıracak anılara sebep olması nedeniyle de bu kişiler asla unutulmazlar.

How to Get Away with Halıya Sıçmak for No Reason Şizofrenisi:

Öncesinde arkadaş grupları arasında yersiz seviyesizlikler ve taşkınlıklar yapan birileri hep olsa da , özellikle sosyal medya  kullanımdaki artışla birlikte her içkiyi fazla kaçıranın yaptığı saçmalıkları paylaşıp üzerinden olumlu etkileşim alması üzerinden yaygınlaşan bir rahatsızlıktır. Şizofreni hastalığının klinik anlamıyla alakasız olup, her taşkınlık edene “ALLAHIN ŞİZOFRENİ :D” denmesi nedeniyle bu ismi almıştır. İlgiye ve sevgiye aç olan bu güruh durup dururken osuruğunu çakmakla yakmak, bar tepelerinde soyunmak, kediyle köpekle french kiss yapmak gibi saçmalıkların ardından aşırı durağan, inanılmaz künt, ve neredeyse “numb” bir ruh hali takınırlar. Bilinçli olarak takındıkları bu halin onları daha tahmin edilemez kıldığına, cazibelerini artırdığına inanırlar. İki saniye önce donunu indirip 15 kişinin önünde halıya sıçan adam, bir bakmışsınız elinde kurşun kalemle duvara bir çöp adam çizmiş, onunla sanat konuşuyor. Bu hastalıktaki ayırıcı tanı da tam da bu noktada ortaya çıkıyor: Eylemlerin/ Belirtilerin görülme sıklığındaki en büyük etken kişi dışında başka birilerinin kişiyi bu eylemleri gerçekleştirirken görmesi ya da kayıt altına almasıdır. Yoksa bu hastalıktan muzdarip kişiler tek başlarınayken oldukça sıradan ve sıkıcı bir hayat sürerler. Salonda pijamasıyla Aşk-ı Memnu izlerken evden çıkıp ilgi gördüğü kişilerin yanına gelince tüm vücudunu koli bandıyla sarıp oturan insan gördü bu gözler.

Nasıl Tedavi Edilir?

Üç grupta incelediğimiz Fantastik Ruhsal Bozukluklar, bence çağımızın vebası haline geldi. Nedeni ise aslında hepimizin anlayacağı gibi iletişimsizlik, ilgi açlığı ve sevgisizlik. Bazı vakalar o kadar derinleşmiş oluyor ki, artık onlar bu fantastik hastalıkları bir zırh gibi giyinerek yaşıyor, gerçekten karakterlerinin neye benzediğini hatırlamıyorlar. Bu noktada tabi ki en önemli tedavi yöntemi kişinin kendisine, olduğu gerçek kişiye sevgi ve ilgi göstermek.  Eğer bu fantastik hastalıkların etkisindeki  kişiye sevgi ve ilgi gösterirseniz hastalık hızla güçlenecek, hatta sizi de içine çekecektir.  Çevrenizde yukarıda saydığımız belirtileri gösterdiğinden şüphelendiğiniz bir arkadaşınız ya da akrabanız varsa, lütfen en kısa zamanda kendisini bir odaya kapatıp geçek kişilik özellikleri ortaya çıkana kadar DÖVÜN. Ağzına burnuna sert bir cisimle vurun. ŞAKA ŞAKA. Tabi ki de dövmeyin. Bir vileda sopası yardımıyla biraz itip kakabilirsiniz belki… ŞAKAAAA…
İletişim çağındayız diyoruz ama kimsenin birbirini gerçekten tanıdığı yok. Bir kişiyi gerçekten tanıyıp o kişiyi gerçekten olduğu kişi için sevmeyeli ne kadar oldu? Peki ya kendinizi olduğunuz kişi gibi göstermeyeli ne kadar zaman geçti? Biraz öz eleştiri yapalım, sonra yaşam koçumuzun ofisinde buluşuruz. (NO)

Herkese ruh sağlığı fantastik günler!

Hiç yorum yok: