12 Nisan 2009 Pazar

şişkom güle güle..



bu melekten daha önce de bahsetmiştim. annemlerin bahçede takılan bi sokak kedisi kendisi. ama cins bi kedi. evden atılmış zamanında, o da kendini sokaklara vurmuş. bizim gözbebeğimiz. annemler apartmanca deli oldukları için bin tane kediye bakıyorlar bahçede ama benim şişkom bi başkaydı herkes için. deli bi kediydi. huysuzdu, aksiydi, kıskançtı ama hepimizin bitanesiydi. geçen hafta anneme gittiğimde bakındım etrafa, ne yeni park etmiş arabaların üstünde, ne ağacının tepesinde, ne yan bahçede, ne bakkalın önünde, ne bizim kapıda, hiç bir yerde yoktu şişkom. eve girer girmez annem de "gümüş bir haftadır yok ortada biliyo musun?" diyince içime kötü bi his oturdu. lanet olası hissi olumlayamadım bi türlü, kafam hep şişkodaydı tüm hafta. telefonda sordum anneme sürekli, tüm mahalle seferber olmuş, şişkoyu arıyorlarmış... sonra bu hafta gittiğimde mahalleye yine bakındım etrafa, ama yine yoktu şişko. annem "gümüş öldü rana" dediğinde dağıldım tabi. o kötü his lönk diye geldi oturdu gırtlağıma haşlanmış bir devekuşu yumurtası gibi. bizim apartmanın bodrumunda bulmuşlar, saklamış kendisini bebeğim. öyle derler zaten, iyi kedi ölüsünü göstermezmiş. hoş, kedinin de kötüsü olmaz ya.. diğer kedileri sevemedim bile, bakamadım bile onlara.. şişkomu keşke ben alsaydım dedim içimden ilk eve çıktığımızda ünalla.. ne yapalım, bu da böle bi deneyim işte.. topyekün kabul, külliyen şükür.. 

Hiç yorum yok: