babamın ailesi direkt kırım'dan göç etmiş bursa'ya. kırım tatarı denen sarışın, mavi- patlak gözlü bir ırk. nogay tatarları ile pek alakaları yok yani.. şu an kendilerinden tiksinsem de çocukluğumda babaannemlere gidip onların tatarca konuşmalarını dinlemek, yaptıkları yemekleri yemek çok hoşuma giderdi. babam pek tatarca konuşmazdı evde ama babaannemlerde konuşulan dil bu olurdu genellikle. annemin tatarlıkla alakası olmamakla birlikte, türkçe'den çok da uzak olmayan bu dili akıcılıkla konuşabilirdi. neyse asıl konu yemekler, tatsız çocukluk anıları değil. babaannem için tencere yemeği yapmak yerine tatar böreği açmak, mantı yapmak ya da çiğbörek kızartmak çok daha kolay bir işti. hemen unlar yağlar çıkardı ortaya, iki dakikaya iki üç sini çiğbörek önünüze gelirdi. arasına yoğurt konarak yenen pırasalı alt üst- tatar böreği ise benim kişisel favorimdi. tatar mantısı da bildiğimiz mantıdan farklı olmamakla birlikte, şekil itibariyle küçük ufolara ya da meme uçlarına benzerdi sadece. sarmısaklı yoğurtla tereyağı yakılır üzerine.. üfff! mantıya babaannem kaşıkbörek derdi. neden? işte bir kaşığa sığabilecek kadar küçük bir börek anlamında.. diye düşünürdüm, meğer yöresel adı buymuş. knorr kaşıkbörek çorbası diye bişey çıkartmış, uydurmasyon mudur diye düşündüm, lakin babaannem de annem de artan mantıdan, terbiyeli bi çorba yaparlar. odur herhalde diye düşünüp aldım, ehh işte hiç fena değil.. içine mantı ya da boş katlanmış hamur, patates, havuç falan konan bir de süper alişke çorbası yapardı babaannem yöresel yemek olarak. ya da köbete böreği.. çiğbörek yapılırken bakır bir tencerenin kapağı ile, börek katlanınca oluşan fazlalıklar kesilir, bunlar da kızgın yağda kızartılır, adına da kıkırdak denilirdi. en sevdiğim sanırım bu kıkırdakları çıtır çıtır yemek olurdu, çiğbörekten ziyade. hey gidi..yahu esas konu yemek dedim de, tatarca geldi aklıma.. çok komik bi dil aslında lan! yazılışları konusunda pek de emin olmadığım ve aklıma gelen ilk tatarca kelimelerle uydurduğum bir kaç tatarca cümle ve türkçe çevirilerini yazacağım şimdi ki hepbirlikte gülelim, eğlenelim!
"apakayga ayt da munav balagı siymege kotürsün"
çevirisi: kadına söyle de şu çocuğu çişe götürsün.
"maga baksa!"
çeviri: bana baksana!
"anov şıraysız bala bır aru akay olgan."
çeviri: o sevimsiz çocuk çok hoş bir adam olmuş.
"egeşik akay apagaygı koteklegen"
çeviri: sinirli adam, kadını dövmüş
"aşmagı yapakoy"
çeviri: hadi yemeği yap.
ehauheauehuhea aklıma gelen cümlelerin de salaklığı..
edit: bir arkadaş, kedi kelimesinin tatarca anlamını aratarak blog'a ulaşmış.. hemen kendisine yardımcı olalım.. kedi tatarca'da "mışık" demek olüyür canlarım.. bu da bu şekil bir hizmet olsun..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder