14 Kasım 2007 Çarşamba

sosyal mesaj.. hadi bakalım..


şunu ettim bunu yaptım diye ballandırmadan kısaca geçeceğim.

türkiye sokak çocukları vakfı ile (t.s.ç.v) üniversitenin 3. sınıfında tanıştım. iyi ki de tanışmışım. o sıralar (da) tepetaklak giden hayatıma düzen kattı, mana getirdi o vakıfta yaptığımız çalışmalar ve en önemlisi de çocuklar.. gayet "çocuksevmez" biriyken, bu çocuklarla paylaştıklarımız beni hayata bağladı. onların "ablası" oldum benimle birlikte aynı özveriyle çalışan bir avuç insanla birlikte. tek amacımız bu ihmal edilmiş, çalıştırılmış, yani istismar edilmiş çocuklarımızın okullarına devam etmesini sağlamaktı. evet toplasanız bir avuç insandık ve işin kötüsü hala öyleyiz. çocuklarımızsa gün geçtikçe artıyor. işin iyisi ise, çocuklarımızın okuması! bu sene ilk dönemimizin neredeyse tümü üniversiteye gidiyor! gözümüzün önünde koca adamlar oldu keratalar.. öyle yurtlarımız var, aman da her türlü devlet yardımını alıyoruz falan sanmayın, bağışlarla okutuyoruz bu çocuklarımızı. bağışlarla ev tutuyoruz, bağışlarla harçlıklarını veriyoruz, bağışlarla okul giderlerini karşılıyoruz. gidip fuarlarda stand açıyoruz, alışveriş merkezlerinde sabahtan akşama kadar didinip logolu ürünlerimizi satıyoruz. bu "biz" dediğimse bir kaç gönüllü abla ve aktif yönetim kurulu üyelerimiz... yani gerçekten bir avuç kişiyiz. bu kadarcık olduğumuza bakmadan bir de sempozyum düzenliyoruz her sene türkiyenin bir başka ilinde. ismi de "sokaktalar"..

vay be... bir avuç insan, az buçuk bağışla neler yapmışız meğer :) şaka bir yana, destekle olmayacak bir şeyin olmadığını öğrendim. korkup kaçtığımız "sokak çocukları" şu an karşınızda pırıl pırıl niversiteli gençler olarak duruyorlar işte, baksanıza!! hala hınzırlar, hala sevgiye açlar, hala çok kırılganlar ve hala zamanından önce büyümüş kocaman adamlar.. koşuyorlar işte ışığa, baksanıza!!

Hiç yorum yok: