30 Eylül 2007 Pazar

silindim ama zevkliydi!


hayatlarından çıktığım insanların neler yaptıklarına bakıyorum da... çok acayip! birisi sonunda kendisi olmayı başardı! yaşça benden oldukça büyüktü, ama çok yakındık. herşeyimizi paylaşırdık hatta arkadaşlarımı ve takip ettiğim türlü çeşit ilgi alanını bile. böyle söyleyince ben hep vermişim gibi geliyor kulağa değil mi? belki de öyledir ama gayet tabi ben de ondan çok şey aldım.. tek fark, benim verdiklerim onda rekabet hissi uyandırmış meğer. diş bilemiş bana! komik ama beni çok incitti bu.. neyse ki onun hayatından çıkalı bir yılı geçiyor ve artık kendi ayakları üzerinde her türlü durabilen koca bir kız oldu o! gurur duysam da kendisiyle, kimi komikliklerine hala kıs kıs gülüyorum elimde olmadan. o kadar kusur herkeste var! onda bile var! o kadar diyim!

diğer kişi ise her zaman bilerek ve isteyerek her şeyimi ama her şeyimi elimden geldiğince paylaştığım biriydi.. uzun ve hazin bir öykü aslında bu.. çünkü bir anda farkına vardım ki, ona bakarken aslında aynaya bakıyorum! ve gördüğümden hiç hoşlanmıyorum.. çünkü bana benziyor.. eyvallah, bu yüzden uzaklaştım ondan ilk başta bu açık.. ama dahası daha fena. meğer gözünde zerre değerim yokmuş o kişinin. bu beni çok ama çok üzdü.. ve artık üzülmemeye karar verdim geçen gün. dedim ya aslında uzun ve hazin bir öykü bu ikincisi. anlatmak bile yoruyor içimi. geçiniz. onun hayatından çıkışım ona ne verdi bilmiyorum açıkçası.. belki farkında bile değil ben kendi kendime davul çalıyorum :) ondan da bunu beklerim aslında... umarım öyledir en azından, kafasını yormasın bunun için! "RanaR nasılsa hallediyordur bir türlü işlerini" diye düşünsün YİNE benim hakkımda. şundan eminim sadece, onun da hayatında olumlu bir gelişme olmuştur mutlaka.

girdiğim değil de çıktığım hayatları otonomlaştırmama, güzelleştirmeme ne diyeceğim bilemedim... etrafımdaki herkesi bir şekilde kaçırsam mı diye düşünmeden edemiyorum :) ben silinince onlar daha çok var oluyorlar sanki, daha bir rahat ediyorlar.. ve işin komiği bu beni deprese etmiyor.. kendimi de övmüyorum, aksine ciddi ciddi "RanaR nerde yanlışsın sen acaba?" diye kafa yoruyorum.. elime geçen cevap - özellikle annemin bana en severek verdiği cevap- "çok fazla veriyorsun" oluyor.. vermezsem niye yaşıyorum ki diye sormadan edemiyorum o zaman.. ama içimden soruyorum, haddimi biliyorum, daha fazla soru işareti istemiyorum, efendi gibi susuyorum.. sustukça kendimle meşgul olduğumu farkedip tiksintiyle kendime geliyorum.. kendime geldikçe aynaya bakıyorum.. gördüğüm yüzden daha fazlası çevremde olmadığı için mutlu oluyorum.. salak gibi hissediyorum, normal geliyor... rahatlıyorum..



Hiç yorum yok: